Sivil Toplumun Kalbi Proje Panosu'nda Atıyor!
“Proje Panosu bizim için çalışmak gibi değil de, hayatımızın her anına işlemiş bir çocuk gibi emeklerimizle o çocuğu büyütüyoruz.”
Bu sözler 2015 Eylül’den beri Proje Panosu ekibinde olan ve bununla da gurur duyan Osman Can Gül’e ait. 2014 Ekim’de faaliyete başlayan Proje Panosu, bugüne kadar sivil toplum ve AB projeleri ile ilgili 1000’den fazla haber yayınladı, 100’den fazla gencin sivil toplum, gönüllülük, sosyal girişimcilik, paylaşım ekonomisi ve kitle fonlama konularında farkındalık sahibi olmasını sağladı.
Biz de onların hikayesini kendi ağızlarından dinledik ve onlarla bir söyleşi gerçekleştirdik. Ve onlarla Türkiye’deki sivil toplum kuruluşlarının dününü bugününü yarınını konuştuk.
Biz de onların hikayesini kendi ağızlarından dinledik ve onlarla bir söyleşi gerçekleştirdik. Ve onlarla Türkiye’deki sivil toplum kuruluşlarının dününü bugününü yarınını konuştuk.

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Ahmet Kurnaz: Merhaba, ben Ahmet Kurnaz. Türkiye’nin en büyük sivil toplum blogu Proje Panosu’nun kurucusuyum ve aynı zamanda İngilizce öğretmeniyim. 2011 yılından bu yana sivil toplumda gönüllü ve profesyonel olarak çalışmalar gerçekleştirdim.
Osman Can Gül: Merhaba, ben Osman Can Gül. Akdeniz Üniversitesi Turizm İşletmeciliği bölümünde okuyorum. Hayatım 2 yıl öncesine kadar gayet sıradan bir hayatken 2 yıl önce gönüllülüğe başlamam ile fazlasıyla değişti. 2 yıl içerisinde çeşitli sivil toplum kuruluşlarında gönüllü olarak görev aldım. Şu anda da sivil toplum blogu Proje Panosunda çılgınlar gibi editörlük yapıyorum. Hayatımda şu anda en fazla uğraştığım şey.
Proje Panosu fikri nasıl ortaya çıktı? Proje Panosu sizin hayatınızda ne ifade ediyor?
Ahmet Kurnaz: Ekim 2014’te ilk olarak siteyi aktif ettiğimizde en temelde 3 amaçla yola çıkmıştır. Bunlar: STK’lara teknik destek sağlamak, STK’ların medya görünürlüğünü artırmak ve STK’lar için kaynak geliştirmek. Bu zamana kadarki süreçte ilk 2 hedefimize yönelik olarak aktif bir şekilde içerikler ürettik, sahada 100’dan fazla gence sivil toplum, gönüllülük, sosyal girişimcilik, paylaşım ekonomisi ve kitle fonlama konularında eğitimler verdik. GençBlog aracılığıyla engelli hakları, çocuk hakları, kaynak geliştirme, sivil toplum çalışmaları, AB projeleri ve sosyal girişimcilik alanlarında çalışan 30’dan fazla sivil toplum aktörünün yazılarına yer veriyoruz ve onların seslerinin daha gür çıkmasına destek sağlıyoruz. Benim için Proje Panosu, gençlerin ve sivil toplumun sesinin daha gür çıktığı ve STK’ların kendilerini ifade etmede açık bir alan olarak kullandığı etkili bir platform ve medya gücü anlamına geliyor.
Osman Can Gül: Proje Panosu bizim için çalışmak gibi değil de, hayatımızın her anına işlemiş bir çocuk gibi. Emeklerimizle o çocuğu büyütüyoruz. Proje Panosu'nun bana kattıkları aslında pek kelimelerle anlatılabilecek bir şey değil. Ama alan içerisindeki çoğu duyurudan oldukça erken haberdar oluyorum, bir haber taraması nasıl yapılmalı, görsel hazırlarken nelere dikkat edilmeli, bir metin haber diline nasıl uyarlanır gibi birçok şey öğrendim. Birçok kişiyle ve kurumla network kurmamı fazlasıyla kolaylaştırdı. Anlatmakla bitmez tabi. Ama ben bu süreçte onca şeyi en çokta Ahmet'ten öğrendim. Kısaca Proje Panosunda mücadele etmek tarif edilemeyecek kadar harika bir duygu.

Ahmet Kurnaz
Hiç sivil toplum kuruluşlarında görev aldın mı? Buralarda gönüllülük yaparken içsel motivasyonun neydi?
Ahmet Kurnaz: Alana dahil oluşum 2011 yılında devlet korumasında kalan ve ayrılan çocuk ve gençlerle çalışmalar yapan Hayat Sende Derneği ile tanışmamla olmuştu. Üniversiteye yeni başlamıştım ve yaşadığım toplumda değişimin ve dönüşümün bir parçası olmak adına gönüllü faaliyetlerde yer almam gerektiğini düşünüyordum. Bunun yanı sıra çeşitli kurumlarla da gönüllülük faaliyetlerine katıldım fakat en uzun soluklusu 2013 yılında Yönetim Kurulu’na katıldığım Hayat Sende ile olmuştur.
Hayat Sende’de duvar boyası yapmaktan, çay demlemeye ve temizlik yapmaya kadar kişilik itibariyle pek yatkın olmadığım işleri yaptım. Tüm bunları yaparken beni güdüleyen şey sağlam bir ekip olmamız ve dernekte yaptıklarımın mutlaka bana pozitif katkısı olduğuna inanmamdı. 5 yıl sonra dönüp geriye baktığımda iyiki de burada gönüllülüğe başlamışım diyorum.
Osman Can Gül: Aslına bakılırsa ben gönüllülüğe ilk başlarken ne için başladığımı da bilmiyordum. Sonra sadece boş vakitlerimi değerlendirebileceğim faaliyetler haline geldi. Sonrasında alanda daha fazla emek vermeye, daha fazla uğraşmaya başladım, bir baktım ki herkesin yaptığını yapmaya değil, dünyayı değiştirmek için mücadele eden fazlasıyla idealist birisi haline gelmişim. İçsel motivasyonum işte; "Dünyayı değiştirmek"

Solda Hayat Sende Derneği Kurucusu Abdullah Oskay, ortada Osman Can Gül
Türkiye sivil topluma katılım oranına bakıldığında 135. sırada. Peki 10 yıl sonrası için senin gördüğün tablo nedir ? sivil topluma katılımın artacağını öngörüyor musun ya da artması için ne yapılmalı?
Ahmet Kurnaz: Ülkemizde sivil toplumun bu denli geri sıralarda oluşu üzücü fakat şaşırtıcı değil. 10 yıl sonra tablonun bir miktar düzelse de yine de sivil toplumun gerçek manada görevini hakkıyla ifa edebileceği bir düzeye kavuşacağını sanmıyorum. Hak temelli çalışmanın benimsenmemesi, sivil toplumun çoğunlukla ajitasyon ve vicdani acındırma temelli faaliyet göstermesi ve kaynak geliştirme noktasında yaşanan sorunlardan ötürü sivil topluma katılım artsa da nitelikli insan gücünün eksikliği her daim hissedilecektir. Umuyorum ki ihtiyacımız olan verimli ve istekli insan kapasitesini yakın zamanda elde edebiliriz ve karar alıcılara etki etmede sivil toplumun asıl rolünü yerine getirmesini başarıyla sağlayabiliriz.
Osman Can Gül: Bizim 10 yıl sonrasını görmekten çok var olan durumda neden bu kadar geri durumdayız sorusunun cevabını bulmaya ihtiyacımız var. Zaten bu sorunun cevabını bulursak ve doğru adımları atarsak o katılım yükselecektir. Sivil toplum ülkemizde çok küçük bir kesimde devamlı uğraşılan ve gerçekten önemli görülen bir alan. Onun dışında daha üst yaş grubundaki insanlar "dikkat et bunlara, dolandırıcı olur falan aman haa" gibi bir kafa ile bakıyor meseleye, bir kesim boş iş, bir kesim "sen mi kurtaracaksın dünyayı?" görüşünde. İşte neden düzgün bir algı oluşturulamamış? Birde bunun yanında sivil toplumun kendi içerisinde dahi sıkça gözlemlediğim hayırseverlik yaklaşımı. Hep hayırseverlik, birilerine acımak ve acıdığın insanlara yardım etmek gibi algılanıyor. Bu çok ama çok yanlış. Katılımın artması için işte sivil toplumu hem kendi içinde hem kendi dışında bu hayırseverlik, hayır işi olarak görülme algısından kurtarmamız gerekiyor.
Meraklısı için: www.projepanosu.com
Söyleşi: Fatma Emel YALÇIN
emelyalcin@bengonulluyum.org








